TRT Kent Radyo'da 99.1 fm bandında yayındayım. "İzmir 'de Eğitim Dinamikleri" sizlerle...Bekliyorum:)
15 Temmuz 2015 Çarşamba
Disleksiden korkmayın! Çocuğunuz üstün zekalı olabilir.
Psikolog Dr. Derya Bayram TRT Kent Radyo'da Disleksi konusunda ayrıntılı bilgiler verdi. İzmir'de Eğitim Dinamikleri'nin konuğu olan Bayram 'a çok teşekkür ediyorum...
Disleksi; bireyin zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen yaşına, zekasına ve verilen eğitim düzeyine göre yeterince öğrenememesi olarak tanımlanmaktadır. Disleksi; en yaygın görülen öğrenme güçlüğü tipidir. Okuma bozukluğu ile karakterizedir. Diğer öğrenme güçlükleri yazı alanındaki güçlüklerle karakterize disgrafi ve matematik alanındaki güçlüklerle karakterize diskalkulidir. Disleksi yüksek oranda disgrafi ve diskalkuli ile birlikte görülür. Dislektik bireyler dinleme, konuşma, akıl yürütme, okuma, yazma, matematik yeteneklerinin kazanılması ve bilginin kullanılmasında güçlük yaşarlar.
Disleksinin nedenlerini bulmak için pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır ve halen yapılmaktadır. Bu çalışmaların sonucunda disleksinin tek bir nedene bağlı oluşmadığı, çeşitli genetik ve çevresel etkenlerle oluştuğu ortaya konmuştur. Yine bu çalışmalarda dislektik bireylerin beyinlerinin yapısal ve işlevsel olarak dislektik olmayan bireylerinkinden farklılıkları olduğu saptanmıştır.
Disleksi doğuştan gelen yapısal bir durum olduğundan yaşamın ilk yıllarından itibaren belirtilerini gösterir.
Okul Öncesi Disleksi Belirtileri nelerdir?
Disleksi yaşamın erken dönemlerinde dil-konuşma alanında sorunlarla kendini gösterebilir. Geç konuşmak, duyduklarını anlamakta güçlük, yeterli sözcük dağarcığı oluşturamamak, sözcükleri yanlış söylemek, olayları sırasıyla anlatamamak küçük yaşlarda fark edebileceğimiz disleksi belirtileridir.
Dislektik bir çocuk arkadaşlarının isimlerini de hatırlamayabilir. Genellikle devrik cümle kurarak konuşmak da bir disleksi belirtisi olabilir.
Dislekside erken yaşlarda yetersizlik fark edilebilecek başka bir alan da hareket ve koordinasyon alanıdır. Parmak ucunda yürümek, merdivenleri tutunmadan yardımsız bir sağ ayak bir sol ayak inip çıkmakta güçlük, kendi başına giyinip soyunamamak, fermuarını çekememek, düğmesini ilikleyememek, makas, çatal, kaşık kullanmakta güçlük, kalemi kaşığı uygun şekilde tutamamak, kalemle yapılan boyama, çizgi çalışmalarına isteksizlik ve yapsa bile beklenen düzeyde düzgün işler çıkaramamak, daire, üçgen, kare gibi basit şekilleri bakarak düzgün çizememek disleksi belirtilerindendir.
El tercihindeki gecikme de dislektik çocuklarda görülebilir. 5 yaşına gelmesine rağmen yemek yerken, kalem tutarken hem sağ hem de sol elini kullanması el tercihinin henüz gelişmediğini gösterir. Ritmik hareket etmek ve el çırpmakta güçlük, sakarlık, sık düşme de dislekside görülebilmektedir. Öğretilmesine rağmen iki tekerlekli bisiklete binememek ya da çok zor öğrenmek, top oyunlarında beceriksizlik ve bu oyunlara ilgi duymamak da dislekside görülebilen hareket-koordinasyon beceri sorunlarına işaret edebilir.
Dislektik çocuklar yine okul öncesi erken dönemde kavramları öğrenmede güçlük yaşayabilirler. Uzun-kısa, büyük-küçük gibi zıt kavramları karıştırırlar. Sıralama sorunları yaşarlar. Sayıları sırasıyla saymakta zorlanırlar, çoğunluğu atlayarak sayar. Objeleri büyükten küçüğe sıralamakta güçlük çekerler.
Yön algıları bozuk olabilir. Sağını solunu karıştırıp, ayakkabılarını uzunca bir süre ters giyebilirler. Dislektik çocuklar dikkat ve bellek sorunları nedeniyle şarkı, şiir ezberlemek, söylenen yönergeleri aklında tutup yerine getirmekle ilgili sıkıntılar yaşarlar. Dikkat gerektiren aktiviteleri sürdüremeyebilir, çabuk sıkılıp kendi başına oyun oynamayı tercih edebilirler. Bu nedenle Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu oldukları sanılabilir. Bu noktada yapılan bilimsel çalışmaların, disleksi ile Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun % 30 oranında birlikte bulunduğunu ortaya çıkardığını da belirtmek gerekir. Ancak dislekside görülen dikkat sorunlarını, yapısal işitsel ve görsel algı bozukluklarının ve beynin bilateral (her iki beyin lobunu) kullanımındaki yetersizliğin desteklediği kesindir. Erken dönemde dil gelişimindeki yetersizlikler ve sınırlı ilgi alanları nedeniyle bazen disleksi otizmle karıştırılabilmektedir.
Disleksinin okul öncesi erken dönemde fark edilmesi önemlidir. Çünkü tedaviye yönelik müdahaleler ne kadar erken başlar ise etkisi o kadar fazla olacaktır. Ayrıca ilkokul döneminde çocuk yoğun akademik beceri beklenen bir döneme girmiş olur, yaşıtlarıyla ciddi bir rekabet ortamı içinde bulur kendini. Oysa dislektik çocuğun akademik başarı için gerekli becerilerindeki yetersizliklerle bu hızlı koşuda başarılı olabilmesi pek mümkün değildir. Okul öncesi dönemde fark edilmemiş çocuklar ilkokula başladıklarında disleksi şu belirtilerle kendini gösterir.
Okul Döneminde Disleksi Belirtileri nelerdir?
Birinci sınıfın ilk günlerinde hevesle okula başlansa bile çizgi çalışmalarına isteksizlik, düzgün çizgi çizememeyle zorlu bir süreç başlar. Daha sonra bu süreç yeni harfleri bir türlü öğrenememe, karıştırma, okumayı yaşıtlarıyla aynı zamanda sökememe, okumayı sökse bile okuma hızının yapılan çalışmalara rağmen artmaması, okumaya karşı isteksizlik, ödev yapmak istememe, ödevi çok yavaş yapma, yaşıtlarından çok daha fazla zamanı ödev başında geçirme, oyuna ve başka şeylere zamanının kalmaması gibi belirtilerle devam eder.
Dislekside okuma hataları görülür. En sık okuma hataları; sayıları tersten okuma (25’i 52 olarak okuma), kelimenin ortasından başlayarak okuma (kocaman-çokaman), kelimeyi tersten okuma (ev-ve), okurken ve yazarken harf, hece atlama, kelimeyi tümden uydurmadır. Genellikle kendi okuduklarını anlamazlar. Başkası okursa iyi anlarlar.
Dislektikler ayrıca dili kullanmakla ilgili sorunlar yaşarlar. Düşüncelerini yazarak ya da konuşarak yeterli ifade etmekte, devrik olmayan uygun cümleler kurmakta güçlük yaşarlar. Okuduğu metnin ana fikrini anlamakta, önemli vurguları ayırt etmekte güçlük yaşarlar. Defter tutmak, tahtadaki yazıyı defterine geçirmekte, ödevini yazmakta güçlük yaşanıp, her akşam arkadaşlar aranabilir.
Zamanı ayarlayamaz, işlerini yetiştiremez, planlama yapamazlar. Alfabeyi, haftanın günlerini, ayları sırasıyla öğrenmekte güçlük yaşarlar. Sağını solunu hala karıştırır, dikkat ve bellek sorunları verimli çalışmalarını engeller. Öğrendiklerini kalıcı hale getiremez, kalıcı hafızalarına yerleştiremezler.
Hareket ve koordinasyon alanında sorunlar yaşayan dislektik çocuklar koşma, top yakalama, bisiklete binme gibi hareket gerektiren oyunlarda beceri gösteremezler. Bu durum oyun dışında kalmaya, yaşıtları tarafından oyunlarda tercih edilmemeye yol açabilir. Beden eğitimi dersleri eziyet haline gelebilir.
Her dislektik çocukta sayılan disleksi belirtilerinin tümü görülmeyebilir. Ancak tüm dislektiklerin zekalarından beklenenin altında akademik performans göstermeleri ortak özellikleridir. Aynı zamanda her çocukta bu belirtilerin bazıları görülse de eğitimle ve deneyimlemeyle bir süre sora bu takılmaları aşabilir. Ancak dislektik çocukta bu belirtiler uygun müdahaleler yapılmadığı takdirde ömür boyu sürer.
Başarı ve yeterlilik duygusunun benliğe kazındığı dönemler olan okul yıllarında disleksi nedeniyle yaşanan güçlükler çocukların benlik saygılarını azaltır ve özgüvenlerini düşürür. Bu yıpratıcı sürecin sonucu olarak pek çok duygusal sorun disleksi tablosuna eklenir. Okul fobisi, arkadaşlarla uyumsuzluk, sürekli onaylanma gereksinimi, kendine güvenmeme, sınav kaygısı, okul dönemlerinde görülen gece işemeleri, tırnak yeme, hırçınlık ve davranış sorunları sıklıkla disleksi tablosuna eşlik edebilir.
Dislektik kişiler çok duygusal, yaratıcı, hayatı farklı gözle görebilen bireylerdir. Özel ilgi alanlarında beklenenin üzerinde beceri gösterirler. Örneğin hayvanları seviyor ise onlarla ilgili her şeyi aklında tutabilir, çok iyi planlama yapabilir, uzun süre üzerinde çalışabilirler. Bu özellikleriyle öğretmenlerini ve ebeveynlerini şaşırtırlar.
Disleksinin belki de en dramatik sonucu kişinin dahilik düzeyindeki gerçek becerilerini fark etmeden ve bu becerileri hayatını yapılandırmak için kullanmadan yaşamını sürdürmesidir.
Öğrenmeyi bozabilecek pek çok farklı durumla karışabilir. Disleksiden şüphelenilen ya da öğrenme güçlüğü yaşayan bir çocuk için öncelikle ayırıcı tanı yapılabilmesi ve gerçek tanının ortaya konması için bir çocuk ve ergen psikiyatristince değerlendirilmesi gereklidir. Çocuk ve ergen psikiyatristi, aileden ve öğretmenden ayrıntılı bilgiler alır, gerekli tıbbi muayeneleri yapar ve disleksiye neden olan beynin işlev sorunlarını ortaya koyan psikometrik testleri ister. Tüm değerlendirmelerin sonunda, öğrenmeyi bozan diğer etkenleri ve tıbbi sorunları ayırt ederek Disleksi tanısını koyar.
Disleksi tanısı konduktan sonra zaman kaybetmeden tedavi süreci başlamalıdır. Çünkü disleksi çocuk büyüyünce ya da okumayı öğrenince geçecek bir sorun değildir. Çocuğun tüm eğitim hayatını, sosyal ve duygusal gelişimini, kişilik yapılanmasını ve yetişkinlik yaşamını etkileyecek bir sorundur.
Etiketler:
99.1,
Dikkat eksikliği,
Disgrafi,
Diskalkuli,
Disleksi,
Gülay Altınbaş,
Özel Eğitim,
Özel öğrenme güçlüğü,
Psikolog Dr. Derya Bayram,
TRT Kent Radyo İzmir,
TRT Kent Radyo İzmir Gülay Altınbaş
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder