23 Haziran 2016 Perşembe

LYS SINAVI KAPIDA

LYS SINAVI KAPIDA LYS sınavına sayılı günler kala gençler ve ailelerde telaş zirve yaptı. Öğrencilerdeki kaygı bir yana, ailelerde de sanki bir ölüm kalım savaşı izlenimi gözlerden kaçmıyor. Hal böyle olunca biz eğitimcilerin telefonları susmak bilmiyor. Gün olmuyor ki bir arkadaş, veli, tanıdık aramadan “n’olcak bu çocuğun hali” denmeden geçsin… Burdan tekrar tekrar söylediğim bir cümleyi tüm velilere iletmek istiyorum. “Sınavlar sadece birer fırsattır. Bu fırsatların telafisi vardır. Sınavlar ölüm-kalım meselesi değildir. Sadece yararlanılması gereken bir fırsattır. Bir fırsat kaçarsa başka fırsatlar onları beklemektedir. Hayatta bir kapı kapanırsa başka bir kapı mutlaka açılır.” Sevgili anne babalar çocuğunuzu kaybetmeden, daha sonra bir sürü pişmanlıklar yaşamadan çocuklarınızı sınava hazırlayın. Unutmayın ki onların en büyük destekçileri sizsiniz. Onlara sınavların kişiliğini değerlendiren bir ölçü olmadığını, kazanmak kadar kaybetmenin de hayatın bir parçası olduğunu, sınavda kaybetmenin hayatın sonu olmadığını muhakkak anlatın. Kaygılar, endişeler bulaşıcıdır. Eğer siz kaygılı iseniz, gelecek konusunda endişeli iseniz bunu çocuğunuza da yansıtırsınız. Geleceğe çok fazla yoğunlaşırsanız bugünü verimli yaşayamazsınız. Gelelim önerilere, öncelikle sürekli “çalış oğlum, çalış kızım” demekten vazgeçin. Öğrencilerimden çok sık duyduğum bir şikayeti hemen araya sıkıştırmak istiyorum: “Hocam bana ailem sürekli çalış diye hatırlatınca çalışacağım varsa bile çalışmak istemiyorum.” Bu söz bile size durumu anlatmaya yetecektir. Kendi gençliğinizi hatırlayın. Size dikte edilen, emredilen şeyleri yapmakta ne kadar istekliydiniz. Kaçınmanız gereken diğer sözler: “ Bu yıl mutlaka kazanmalısın. Şu kadar net yapmalısın. Şu kadar matematik yapmalısın. Bu gidişle sen asla kazanamazsın. Yata yata sınav kazanılmaz. Bu kafayla gidersen falancanın durumuna düşersin. Aklını başına topla…” Diğer önerim asla kıyaslama yapmayın. Sürekli eleştirmek yerine geçmişteki başarılarını takdir eden. Olumlu yanlarını hatırlayarak, çabalarını destekleyin. Bardağın dolu tarafını görmeyi siz alışkanlık haline getirirseniz bu çocuğunuza da yansıyacaktır. “ Kazanamazsan işsiz kalırsın, falanca okumak zorunda kalırsın.” gibi sözler onun işini kolaylaştırmaz. Birbirinize sevgi, saygı ve bağlılığın aile için amaç olduğunu unutmayın. Sınav başarısı uğruna aile ilişkilerini tehlikeye atmayın. Sihirli sözcüğü unutmayın… “Seni seviyoruz, hep seveceğiz.” bütün zorlukları kolaylaştıran, dayanma gücünü artıran, motive eden anahtardır. GÜLAY ALTINBAŞ

13 Şubat 2016 Cumartesi

Oyun ciddi bir iştir.

Çocuğun oyun oynamasını önemseyin. Oyunlar, çocuğa araştırma, kavrama, algılama yeteneklerini kazandırır. Uzmanlara göre doğru oyun seçimi çocuğun gelişimini olumlu yönde etkiler. Oyun, büyükler için ne kadar önemsiz görünse de çocuk için ciddi bir faaliyettir ve gelişimi açısından da büyük bir yeri vardır. Oyun, aynı zamanda çocuk için hayatı öğrenme aracıdır. “Çocuklar merak uyandıran oyunlar yoluyla keşifler yaparak doğal ortam içerisinde pek çok konuda doğrudan bilgi edinir. Anlama, uygulama, analiz, sentez, değerlendirme ve yaratıcılık becerileri gelişir. Çünkü oynanan oyunların içerisinde duyu-motor, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim ile dil, estetik gelişimiyle ilgili birçok etkinlik söz konusudur.” Bu yüzden çocuğun oyun oynaması önemsenmeli ve bilinçli bir şekilde ne oynayacağı konusunda yardımcı olunmalı hatta beraber oynayacağınız oyunlar seçmelisiniz. Oyun, çocuk için ciddi bir faaliyet olduğundan sizin oyuna katılmanız çocuğa değer verildiği, sevildiği, umursandığı mesajını verir. Oyun kadar oyuncak seçimi de önemlidir. Örneğin; oyuncak tabancalar ne kadar zararsız gibi görünse de aslında çocuk bu oyuncak ile şiddeti öğrenir. Şiddete başvurarak her şeyi elde edeceğine inanır. Kimi anne-baba farkında olmadan sırf çocuğu istediği için bu oyuncağı alır, kimi anne-baba ise bilerek isteyerek bu oyuncağı alır ki oğlunun bu oyuncağı kullanarak güçlü olduğunu, olacağını belirtir. Çocuk, “erkek adam güçlü olur ve bu gücü de şiddet içerikli nesneler ile elde eder” mesajını alır. Oyuncaklar, çocuğun yeteneğini geliştirecek ve kişiliğine olumlu özellikler kazandıracak türden bilinçli olarak seçilmelidir. Ne kadar küçük bir ayrıntı olarak görülse de oyuncak seçimi, çocuğa ve çevresindekilere vereceği zarar ve fayda bakımından son derece önemlidir.

1 Ocak 2016 Cuma

Mimar ve mühendisliklere de baraj geldi.

Sakın geç kalmayın... Sevgili gençler, üniversite giriş sınavları için başvurular, gelecek hafta başlıyor. Her zamankinden daha zor bir maraton olacak. Çünkü, baraj, baraj üstüne geliyor. İddialı fakültelere girmek için önce barajları aşmak gerekiyor. Tıp ve Hukuk’tan sonra Mimar ve Mühendisliklere de baraj geldi.sırada hangileri var? Bu sorunun cevabı belirsiz...Yani herşeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Üniversite başvuruları 6 Ocak 2016 da başlayacak, 20 Ocak 2016 da sona erecek. Lise son sınıfta olan ya da daha önce liseyi bitiren herkes başvurabilecek. ÖSYM, önceki yıllarda olduğu gibi, çok olağanüstü bir şey olmadığı takdirde, başvuru süresini uzatmayacak, bu yüzden son güne kalmadan başvurunuzu bir an önce gerçekleştirmelisiniz. Yoksa, son birkaç gün içerisinde çok yoğun yığılma oluyor ve ciddi anlamda sıkıntı çekebilirsiniz. Başvuran aday sayısı geçen yıl iki milyonu aşmıştı. Bu yıl yine aşabilir. Ve barajlar nedeniyle, sınav maratonu bu yıl çok daha stratejik hale gelecek. Çünkü iddialı üniversiteler ve iddialı bölümler için ciddi barajlar var.